Gezi notları
Uludağ, ülkemizin en çok rağbet gören kayak merkezidir. Bizim burada bahsedeceğimiz Uludağin Başka bir yüzü. Yaz mevsiminde Uludağ bambaşka güzellikler sunar.
Uludağ'da her zevke göre bir şey var; göller, şelaleler, dereiçi yürüyüş, dağcılık. Yok ben yürüyüşü sevmem doğa ile ilgim de sadece piknik mangal seviyesindedir diyorsanı da, hiçbir yerde yiyemiyeceğiniz etler sizi Uludağda bekliyor. Üstelik çadırdan 5 yıldızlı otele kadar her çeşit konaklama imkanı da var.
Uludağ'ın diğer bir sürprizi de rutubetsiz havalarda İstanbul'u görebilirsiniz. (Çoğunlukla Eylül ve Ekim aylarında)
Uludağ 2543 mt yüksekliğiyle Marmara bölgesinin en yükse dağıdır ve aslında büyük bir dağ silsilesidir. Buradaki belli başlı yerleri kısaca tanıyalım.
Sarıalan : Bura'nın Tefferüç semtinden kalkan teleferik buraya çıkıyor. Özel araçla giderken, Otellere gelmeden sola yol ayrılır.
Sarıalanda birçok kendin pişir kendin ye tarzında restoran var. Yaz kış açıklar. Uludağ'ın otlaklarında kekik, sahlep vb. otlarla beslenen koyunların etleri inanılmaz güzel. Her ne sebeple giderseniz gidin ama muhakkak bunların tadına bakmadan dönmeyin.
Sarıalan'dan Çobankaya mevkisine telesiyej kalkmakta. Ayrıca orman içinden bir yolla da Çobankaya'ya varabilirsiniz.
Oteller : Uldağa çıkarken düz giderseniz oteller varırsınız. Kışın kayak turizmi amacı ile kurulan bu otellerin bazıları yazın da açık oluyor. Oteller'de yazın çok fazla yapacak birşey yok ama bir günden fazla süren aktiviteler için iyi bir konaklama noktası. Hemen hemen merkezde kalıyor.
Oteller bölgesinde, Beden Terbiyesi tesislerinin arkasında kalan tepeye kısa bir yürüyüşle çıkıp çok güzel bir mazara görebilirsiniz. Buradan Kuşaklıkaya sırtını takip ederek biraz uzun ama rahat bir yürüyüşle, karşıda görünen keşişin evine kadar yürüyebilirsiniz.
Çobankaya : Genelde Bursa ve civarından gelen halkın çadır kurarak yazı geçirdiği bir konaklama merkezidir. Sarıalan'dan telesiyej ile veya Otellerden özel araçla ulaşılabilir. Telesiyej istasyonun karşısında orman içine giren yollar vardır. Bunlardan ilerleyerek Çobankaya deresine ve dere üzerindeki şelalelere varabilirsiniz.
Bakacak : Çobankaya'dan devam ederseniz Bakacak denen noktaya varacaksınız. Buradan bütün Bursa'yı kuşbakışı seyredebilirsiniz.
Keşiş'in Evi : Oteller mevkisinden baktığınızda, karşıki yüksek tepede gördüğünüz kulübe Keşin Evi olarak adlandırılır. Bu tepe esas zirveden 50 mt kadar daha alçaktır. Buraya ulaşmak için iki yol vardır. Birincisi volfram madenine varıp oradan dik bir yokuşu tırmanarak Uludağ Platosu üzerinden, diğeri de Beden Terbiyesi tesislerinin arkasındaki tepeye tırmanarak kuşaklıkaya sırtından nispeten daha az eğimli bir yolla ama daha uzun bir rotadır. keşişin evine vardığınızda çok güzel bir manzara sizi bekliyor.
Göller : Volfram madeni üzerinden, dik bir yokuşla Uludağ Platosu'na varırsınız. Otellerden baktığınızda Keşişin Evi'nin sol tarafında dik bir uçurum görürsünüz. Arkasının dümdüz bir plato olduğu anlaşılmaz. Bu düzlükten hemen hemen düz bir yürüyüşle önce Rasat tepelerine, ardından sağa giden bir yolla ana zirveye veya düz devam ederek göllere varabilirsiniz. Sadece gidiş iyi bir yürüyüşle 4 saat civarı olduğu için sabah erken çokmanızı tavsiye edriz.
Dikkat: Bu yolculuk uzun ve hava şarlarına göre tehlikeli olabilir. Aniden bastıran sis yolunuzu kaybetmenize sebep olabilir. İlk gidişinizse muhakkak yöreyi iyi bilen bir rehber eşliğinde yola çıkın.
Uludağ çıkılması kolay bir dağdır ancak ülkemizdeki en tahlikeli dağ olduğunu belirtelim. Ani sis ve yükseklerdeki kuvvetli rüzgar uçurum kenarlarında tehlike yaratabilir. Bunun dışında ilkbahar ve son baharda şiddetli ve birkaç gün süren yağmurlarla karşılabilirsiniz.
|